Yearly Archives: 2025

219 posts

Geçmiş Zaman Olur ki Hayâli Cihan Değer!..SARIYER KENT KONSEYİ (SKK) YENİ DÖNEM BULUŞMASI

Geçmiş Zaman Olur ki Hayâli Cihan Değer!.. SARIYER KENT KONSEYİ (SKK) YENİ DÖNEM BULUŞMASI 4 Kasım 2022 Sarıyer Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyeleri önümüzdeki 2022/2025 dönemi için çalışma gruplarını oluşturmak ve yeni döneme anlamlı bir başlangıç yapmak amacıyla bir Boğaz gezisi ortamında Sarıyer Belediye Başkanı ve SKK Başkanı Sn. Şükrü […]

12.000 YILLIK SIR: GÖBEKLİ TEPE’NİN GİZEMLİ TARİHİYirmi yıl önce, arkeologlar arasında medeniyetin başlangıcının yaklaşık 7.000 yıl önce Sümer’lerle başladığı konusunda bir fikir birliği vardı. Ancak Göbekli Tepe ve Suriye-Türkiye sınırındaki diğer yerlerde yapılan keşifler, bu perspektifi tamamen değiştirdi…En az 12.000 yıllık bu site, insanlık tarihinin çok daha eski bir dönemine ışık tutuyor. İlginç olan, bazı monolitik sütunlarda bel kuşakları giymiş insan figürlerinin tasvir edilmesidir. Ancak bu dönem, Dünya’nın “Genç Dryas” adı verilen, ani bir sıcaklık düşüşüyle karakterize edilen kısa bir iklim olayını yaşadığı zamana denk gelir. Bu, Göbekli Tepe’nin bazı yapılarının yaklaşık 110.000 yıl önceki son buzul arası dönemin iklim koşullarıyla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir…Göbekli Tepe, fauna veya araçlardan ziyade soyut kavramları temsil eden ideogramlar içeriyor. Bu semboller, insan yazısının en erken örneklerinden biri olabilir ve Sümer Medeniyeti’nden yaklaşık 5.000 yıl daha eskidir…Mimari açıdan ise site, dönemin şartlarına göre oldukça ileri seviyede taş işleme teknikleriyle yapılmış, ağırlığı 20 tona kadar çıkan kireçtaşı sütunlar içermektedir. Ayrıca, “Turna Stelinde” tasvir edilen bir anlatı, Göbekli Tepe sakinlerinin belli bir dönemde “gökyüzünden gelen varlıklarla” karşılaştığını ifade ediyor…#GöbekliTepe #TarihinSırları #Arkeoloji #KadimMedeniyetler #GençDryas #TarihÖncesi #İnsanlıkTarihi #Keşif

12.000 YILLIK SIR: GÖBEKLİ TEPE’NİN GİZEMLİ TARİHİ Yirmi yıl önce, arkeologlar arasında medeniyetin başlangıcının yaklaşık 7.000 yıl önce Sümer’lerle başladığı konusunda bir fikir birliği vardı. Ancak Göbekli Tepe ve Suriye-Türkiye sınırındaki diğer yerlerde yapılan keşifler, bu perspektifi tamamen değiştirdi… En az 12.000 yıllık bu site, insanlık tarihinin çok daha eski […]

KALİFORNİYA’DAKİ YANGIN ÂFETİNİN ARKA PLANINDAKİ GERÇEK…“Kaliforniya’yı kül eden yangınlar “wildfire” olarak anılıyor ama arkasındaki temel neden “hard capitalism”.Çünkü 2000’lerin başında itfaiye hizmetlerinin ve suyun özelleştirilmesinden tarımsal tekellere ve özel sigorta şirketlerine uzanan rant ve talan ağı söz konusu.Naomi Klein “şok doktrini” sitesinde bu yangınları anlatırken özel itfaiye endüstrisinin hızla yükselişinden bahseder.İtfaiye şirketleri yangınlara müdahale ederken kar-zarar üzerinden müdahale ölçeğini hesaplar. Kamu bünyesindeki kurumların bütçelerinden ise kesintiler yapıldı.Kaliforniya’nın suyu ise özel sektörün ve aslen milyarder bir ailenin kontrolünde. Kentsel su sistemleri 2023 yılında eyaletten talep ettikleri suyun %5’ini kullanırken, Stewart ve Lydia Resnick ailesi yılda 150 milyar galon su kullanıyor.Tekel olan aile 2007 itibariyle dört San Francisco büyüklüğünde tarım arazisine sahip olup ve Antep fıstıkları, nar suları, mandalinalar, çiçek alanında dev yatırımlara sahiplermiş. The Wonderful Company isimli holdingin altında yer alıyor şirketin değeri en az 5 milyar dolar.Suyun özelleştirilmesi ise daha kompleks bir süreç.

KALİFORNİYA’DAKİ YANGIN ÂFETİNİN ARKA PLANINDAKİ GERÇEK… “Kaliforniya’yı kül eden yangınlar “wildfire” olarak anılıyor ama arkasındaki temel neden “hard capitalism”. Çünkü 2000’lerin başında itfaiye hizmetlerinin ve suyun özelleştirilmesinden tarımsal tekellere ve özel sigorta şirketlerine uzanan rant ve talan ağı söz konusu. Naomi Klein “şok doktrini” sitesinde bu yangınları anlatırken özel itfaiye […]

MÜCAHİT RAUF DENKTAŞ;

MÜCAHİT RAUF DENKTAŞ; KOD ADI TOROS… Beşparmak Dağları’nın Bozkurt’u; “Türklük İçin Dayandık, Dayanacağız!..” Vefatının 13’üncü yılında, Sevgi, Saygı, Minnet ve Rahmetle… RUHUN ŞÂD OLSUN YİĞİT MÜCAHİT… Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti – 13 Ocak 2012 #RaufDenktaş #KKTC

GURURLUYUZ…TÜRKİYE’NİN İLK KUTUP FATİHİ: ALİ RIZA BİLAL… AZMETTİ BAŞARDI…

GURURLUYUZ…TÜRKİYE’NİN İLK KUTUP FATİHİ: ALİ RIZA BİLAL… AZMETTİ BAŞARDI… Extreme-doğa sporları açısından çok zengin bir coğrafyaya sahip olan ülkemizin yetiştirdiği ender sporculardan Ali Rıza Bilal, aklın ve hayalin sınırlarını zorlayan bir yarışı başarmayı bildi. Gözlerin sadece beyazı görebildiği Antarktika kıtasında 929 kilometreyi 100 kg’dan fazla yükü çekerek 52 günde geçen […]

MARMARA DENİZİ’NDE MÜSİLAJ TEHLİKESİ DEVAM EDİYOR

MARMARA DENİZİ’NDE MÜSİLAJ TEHLİKESİ DEVAM EDİYOR Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) İzleme ve Çevre Denetimi Daire Başkanı Barış Ecevit Akgün, “Su altı görüntülerine göre, şu anda Marmara’nın muhtelif bölgelerinde ve su kolunda 5 metre ile 25 metre arasında müsilaj mevcut.” dedi. Mehmet Yusuf Melikoğlu – 08.01.2025 – Fotoğraf: Oğuz Yeter/AA Çevre, […]

BÜYÜK ŞAİRİMİZ FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL VE O’NUN DESTANSI/ANITSAL ŞİİRİ “HAN DUVARLARI”Faruk Nafiz, umutsuz aşkı Şükûfe Nihal’den ayrılmak için 1922 yılında Kayseri Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayinini ister.Faruk Nafiz önce trenle Ulukışla’ya gelir. Buradan da at arabasıyla Kayseri’ye geçer. Ve ‘’Han Duvarları’’ şiiri işte buradan, Ulukışla’dan başlar. Ve şiir Faruk Nafiz Çamlıbel’in Ulukışla’dan Kayseri’ye at arabası ile yaptığı üç günlük yolculuğu anlatır.Yolculuk üç gün sürer ama şiirde birkaç mevsim birden anlatılır… Aylardan marttır. Ulukışla ve Niğde, Araplıbeli’ne kadar bu ay hala kış ayı gibidir, soğuk ve karlıdır… Şiirde de belirtildiği gibi Niğde’den Kayseri’ye giderken Araplıbeli geçildi mi Yeşilhisar ovası gelir. İşte bu ayda da Yeşilhisar ovası uçsuz bucaksız yeşillikleri ve çiçekleriyle bahar mevsimindedir…Şiirin içinde parça parça Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın hüzünlü hikâyesi de koşma şeklinde anlatılır. Şiire adını veren de ”Han Duvarları”ndaki bu yazılardır. Aslında iki şiir iç içedir. Biri koşma diğeri modern şiir türünde yazılan iki şiir bir şiirde buluşur. ‘’Han Duvarları’’ şiirinin en önemli özelliği de budur. İstanbul ile Anadolu’yu birleştirir, aydın ile halkı kaynaştırır. Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış diye bir halk şairinin gerçekten var olup olmadığı, ona atfedilen dizelerin Faruk Nafiz tarafından mı yazıldığı veya monte edildiği tam olarak bilinmemektedir.Şiirin akışına göre Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış ile Faruk Nafiz Mart aylarında ve bir yıl arayla arka arkaya bu hanlarda konaklayarak seyahat etmişlerdir…Faruk Nafiz’in bu yolculukta konakladığı ilk han Ulukışla’daki Öküz Mehmet Paşa Hanı’dır. (Şimdiki adı Kervansarayı’dır.) Bu handan şiirde bahsedilmez. Faruk Nafiz’in konakladığı ikinci han Niğde’deki handır. Faruk Nafiz, Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın bu han duvarına yazdığı koşmayı 1921 yılına tarihlendiğini bilir…Çünkü şiirinde şöyle diyordu Faruk Nafiz:”Altında da bir tarih: Sekiz mart otuz yedi… ” Bu şu demektir: koşmanın yazıldığı tarih 08 Mart 1337’dir. Yani miladi takvime göre 08 Mart 1921’dir. “10 yıldır ayrıyım Kınadağı’ndan” diye başlayan mısra ile Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın 1911’den beri evine dönemediğini anlar…Bunun nedeni ise savaşlardır; Balkan Savaşı’dır, Çanakkale Savaşı’dır, 1. Dünya Savaşı’dır, Kurtuluş Savaşı’dır…Aslında Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış, savaştan savaşa koşan Anadolu insanının sembolüdür…Maraşlı Şeyhoğlu Satımış’ın en büyük derdi, en büyük acısı ayrılıktır, evden, aileden, sevgiliden ayrı kalmaktır, rüzgârın önüne katılmış kuru bir yaprak misali huduttan hududa sürüklenmektir…‘’Han Duvarları’’ şiiri Ulukışla’dan Kayseri’ye doğru iklimi ve coğrafyayı anlatırken Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın dizeleri ise tarihi ve bütün bir hayatı anlatır. Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın dizelerinde hüzün vardır, ayrılık vardır, gurbet vardır. Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın dizeleri Faruk Nafiz’in yolculuğunun Kayseri’den önce son durağı olan İncesu’daki Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın yaptırdığı handa son bulur…Faruk Nafiz şiirinde bu dizelere başlamadan şöyle der:Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,

BÜYÜK ŞAİRİMİZ FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL VE O’NUN DESTANSI/ANITSAL ŞİİRİ “HAN DUVARLARI” Faruk Nafiz, umutsuz aşkı Şükûfe Nihal’den ayrılmak için 1922 yılında Kayseri Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayinini ister. Faruk Nafiz önce trenle Ulukışla’ya gelir. Buradan da at arabasıyla Kayseri’ye geçer. Ve ‘’Han Duvarları’’ şiiri işte buradan, Ulukışla’dan başlar. Ve şiir Faruk […]

MÜTHİŞ GÖRÜNTÜLERLE TÜM DOSTLARIMA MERHABA…77 çeşit bitkinin çiçek açmasını görüntülemek için 3,5 yıla denk gelen yaklaşık 30 bin saat çekim yapılmış. Bu emeğin sonucunda ortaya çıkan görüntü harika… Hayatın güzelliklerine merhaba…

MÜTHİŞ GÖRÜNTÜLERLE TÜM DOSTLARIMA MERHABA… 77 çeşit bitkinin çiçek açmasını görüntülemek için 3,5 yıla denk gelen yaklaşık 30 bin saat çekim yapılmış. Bu emeğin sonucunda ortaya çıkan görüntü harika… Hayatın güzelliklerine merhaba… Günleriniz güzel geçsin…🦢🦢