Facebook

6 posts

Facebook yazılarım…

ATATÜRK

ATATÜRK (Lise öğrencilerinden paylaşım rekorları kıran Atatürk yazısı…) 18 Mart 2018 Atatürk’ün hep „kahraman“ olduğunu söylediler bize…Düşmanları nasıl yendiğini, ulusunu karanlıktan aydınlığa nasıl çıkardığını, yurdu nasıl kurtardığını, zaferden zafere nasıl koştuğunu, yurtsever biri olduğunu ve ulusu için neler yaptığını, her başarıyı kendisine değil de ulusuna mal ettiğini, dünyaya hükmeden kararlı […]

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK NASIL ÇALIŞIRDI?Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, büyük deha Mustafa Kemal Atatürk’ün o zorlu dönemlerde dahi nasıl çalıştığını merak etmemek mümkün mü? Kaleme aldığı 14 adet yazılı eserde, geometriden medeni bilgilere kadar çeşitli konulara değinmesi. Eğitim, çevre, sanat, bilim gibi bir çok alanda toplumumuza yaptığı katkılar ve daha nicesi…

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK NASIL ÇALIŞIRDI? Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, büyük deha Mustafa Kemal Atatürk’ün o zorlu dönemlerde dahi nasıl çalıştığını merak etmemek mümkün mü? Kaleme aldığı 14 adet yazılı eserde, geometriden medeni bilgilere kadar çeşitli konulara değinmesi. Eğitim, çevre, sanat, bilim gibi bir çok alanda toplumumuza yaptığı katkılar ve daha nicesi… […]

”Beni görmek demek behemehal yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.” Mustafa Kemal AtatürkATATÜRK’Ü YAŞATMAKMustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat 9’u 5 geçe İstanbul’da, Dolmabahçe Sarayı’nda ölmüştür. 1881 yılının hangi gününde Selanik’te doğduğunu ise bilmiyoruz. 1881-1938 yıllarının sınırlandırdığı yaşantısı, bir yandan toplumumuzun Tanzimat sonrası gereksinme ve isteklerini belli bir doğrultuda yansıtırken, bir yandan da kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin oluşumunda belirgin çizgileriyle sürüp gitmektedir. Bu anlamda Atatürk’ün yaşantısının, tarih ve toplum açısından, 1881-1938 sınırlamasının öncesinde ve sonrasında var olduğu söylenebilir. 1924 yılında ”Türklerin asırlardan beri takip ettiği hareket devamlı bir istikamet muhafaza etti. Biz daima Şarktan Garbe yürüdük” derken ”biz” sözcüğüyle kendini olduğu kadar toplumumuzu da dile getirdiği kanısındayız. Gerçekçi bir ”insan” olan Gazi Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1926 günlü Hâkimiyet-i Milliye’de yer alan demecinde insanın faniliği, toplumun sürekliliği kuralının kendisi için de geçerli olduğunu şu sözleriyle açıklamıştı: ”Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyet’i ilelebet payidar kalacaktır ve Türk milleti emniyet ve saadetini zâmin prensiplerle medeniyet yolunda tereddütsüz yürümeye devam edecektir.” Öte yandan, ”büyük adam”ın doğuşunu gerekirciliğe bağlayarak, benzer koşulların benzer sonuçları yaratacağı görüşündedir. Konu bu açıdan ele alınınca ”bir” değil ”iki” Mustafa Kemal vardır ve Atatürk daha 1921 yılında bu toplumbilim gerçeğini görerek dile getirmiştir: ”İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben, fani Mustafa Kemal, öteki milletin daima içinde yaşattığı Mustafa Kemal. Ben onu temsil ediyorum. Herhangi tehlike anında ben zuhur ettimse, beni bir Türk anası doğurmadı mı? Türk analar daha Mustafa Kemal’ler doğurmayacaklar mı? Feyiz milletindir, benim değildir.” 1938 yılında ölen, yıllarca sonra Anıtkabir’e gömülen ve Ankara’nın bu anlamlı tepesinde son uykusunu uyuyan, kuşkusuz, ”fani Mustafa Kemal”dir. ”Türk analar” ve ”milletin feyzi”, toplumumuzun yaratıcı dayanakları olarak, dün olduğu gibi, bugün ve yarın da var olmakta, toplumun gereksinmelerine karşılık vermekte devam edeceklerdir.Mustafa Kemal Atatürk’ün konumuza aydınlık getiren, ilki 1922 ve ikincisi de 1929 yıllarında kamuoyuna açıklanan iki düşüncesini de hatırlamalıyız: ”Benim müstesna olduğuma dair bir kanun yoktur.” Ve ikincisi: ”Beni görmek demek behemehal yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.” Bu iki düşünce, öncekilerle birlikte ele alınırsa, ”Atatürk’ü Yaşatmak” konusundaki bir ayrım zorunluluğu belirginlik kazanacaktır. Bize kalırsa, bu ayrımı yapmadan bir düğümü çözmek ve konu karşısında yeterince saygılı davranmak olanağı yoktur. ”Zübeyde’den doğma Mustafa” ile ”Türk ulusunun bağrından doğan Mustafa Kemal Atatürk” birbiriyle karıştırıldıkça Atatürk’e ”yararlı” olmak yerine ”zararlı” olmak da mümkündür. Toplumumuzun her bunalım döneminden çıkışında Atatürk’e sarılırken ”fani” olanla ”düşüncede ve eylemde yaşayan”ı, zamanın akışı içindeki durumların ve gelişmelerin gereksinmelerini de hesaba katmalıyız.

”Beni görmek demek behemehal yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.” Mustafa Kemal Atatürk ATATÜRK’Ü YAŞATMAK Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat 9’u 5 geçe İstanbul’da, Dolmabahçe Sarayı’nda ölmüştür. 1881 yılının hangi gününde Selanik’te doğduğunu ise bilmiyoruz. 1881-1938 yıllarının sınırlandırdığı yaşantısı, bir yandan […]

DÜNYA İÇİN ATATÜRK’ÜN ANLAMI NEDİR ?Dünyada ülkelerine büyük hizmetleri geçen nice devlet insanı tarih sahnesinden gelip geçti…

DÜNYA İÇİN ATATÜRK’ÜN ANLAMI NEDİR ? Dünyada ülkelerine büyük hizmetleri geçen nice devlet insanı tarih sahnesinden gelip geçti… Onlar Atatürk’ün liderliğini ve yaptıklarını örnek aldılar. Onlar da ülkelerinde yenilik ve değişimler yaptılar. Ülkelerini huzur ve barışa kavuşturdular… 1923-1938 arasında Atatürk’ün yönetiminde 20. yüzyılın en büyük yenilik, değişim ve dönüşümleri projesi […]

TAŞI TOPRAĞI ALTIN!..

TAŞI TOPRAĞI ALTIN!.. Saffet Emre Tonguç 🏵🏵 İstanbul’a göç dalgasının yaşandığı yıllarda çokça kullanılırdı bu tanım. Bence İstanbul’u çok güzel anlatıyor fakat başka bir açıdan. Evet bu şehrin taşı toprağı altın ama bana göre sakladığı eşsiz tarihten geliyor o altın değeri. Dünyada bu kadar imparatorluk kalıntısına katman katman rastlayabileceğiniz başka […]